GÜZELLİK MERKEZLERİNDE HATALI İŞLEMLER VE TÜKETİCİ HAKLARI - KONYA SAĞLIK HUKUKU AVUKATI

GÜZELLİK MERKEZLERİNDE HATALI İŞLEMLER VE TÜKETİCİ HAKLARI - KONYA SAĞLIK HUKUKU AVUKATI

Güzellik Merkezlerinde Yapılan Hatalı İşlemler Karşısında Tüketici Haklarınız Neler? Konya'da Uzman Avukat Desteğiyle Güvende Kalın (2025) 

1. Giriş

Günümüzde fiziksel görünüm, bireylerin sosyal ve psikolojik yaşamlarında önemli bir yer tutmaktadır. Teknolojik gelişmelerin hız kazanması ve estetik beklentilerin artmasıyla birlikte, güzellik merkezlerine yönelik talep ciddi ölçüde artmıştır. Lazer epilasyon, cilt bakımı, kimyasal peeling, saç renklendirme ve benzeri pek çok işlem, artık yalnızca lüks değil, rutin bakımın bir parçası olarak görülmektedir. Ancak bu artış, hizmet kalitesinde eş zamanlı bir yükseliş sağlamamış; aksine denetim eksiklikleri, yetkisiz uygulamalar ve tüketici mağduriyetleri gibi ciddi sorunları da beraberinde getirmiştir.

Bu tür durumlarda hukuki hakların korunabilmesi için Konya tazminat ve tüketici avukatı desteği almak büyük önem taşır. Özellikle güzellik merkezlerinden kaynaklanan fiziksel ya da psikolojik zararlarda, Konya avukat kadrosundan alanında uzman bir hukukçudan yardım alınması, tazminat sürecinin etkili şekilde yürütülmesini sağlar.

2. Güzellik Merkezlerinde Hatalı İşlemler ve Tüketici Sağlığına Etkisi

Güzellik salonlarında gerçekleştirilen işlemler, çoğunlukla "kozmetik hizmet" kapsamında değerlendirilse de, bu uygulamaların doğrudan bireyin bedenine müdahale niteliği taşıdığı unutulmamalıdır. Bu nedenle söz konusu işlemlerin sadece estetik beklentileri karşılamaya yönelik değil, aynı zamanda kişinin fiziksel ve ruhsal sağlığını etkileyebilecek bir hassasiyete sahip olduğu kabul edilmelidir.

Son yıllarda güzellik merkezlerine yönelik talep artarken, uygulayıcıların eğitimi, hijyen standartları ve kullanılan ürünlerin güvenilirliği konularında yaşanan denetim eksiklikleri, pek çok tüketicinin mağduriyet yaşamasına neden olmaktadır. Uygulamalarda yapılan en küçük bir hata bile, kalıcı fiziksel hasarlara, estetik deformasyonlara ve psikolojik travmalara yol açabilmektedir. Konya’da güzellik salonu kaynaklı zararlar karşısında vakit kaybetmeden uzman bir avukatla iletişim kurmak, yasal süreci hızlandırır.

2.1. Yaygın Hatalı Uygulama Türleri ve Etkileri

Lazer Epilasyon Sonrası Cilt Yanıkları ve Lekelenmeler:
Lazer epilasyon cihazlarının yanlış ayarlanması, cilt tipine uygun olmayan başlıkların kullanılması ya da yeterli soğutma yapılmadan işlem uygulanması, 2. dereceye varan cilt yanıklarına yol açabilir. Bu yanıkların iyileşme süreci uzun olmakla birlikte, çoğu durumda kalıcı izler ve renk değişimleri (hiperpigmentasyon veya hipopigmentasyon) gelişebilir. Bu durum, bireyin beden algısında bozulma ve özgüven kaybı gibi psikolojik etkiler yaratmaktadır.

Kimyasal Peeling Sonucu Oluşan Tahriş ve Doku Hasarı:
Kimyasal peeling işlemi sırasında kullanılan asidik solüsyonların cilt tipine ve hassasiyetine uygun olmaması, aşırı konsantrasyon kullanımı ya da işlem süresinin uzatılması halinde, derin doku tahribatı meydana gelebilir. Bu durum, yüzeysel soyulma yerine derin yara izlerine, kabuklanmalara ve enfeksiyon riskine yol açar. Ayrıca bilinçsizce uygulanan peeling işlemleri sonrası güneşe maruz kalma, ciltte kalıcı lekeler bırakabilir.

Saç Renklendirme ve Kimyasal İşlemlerde Saç Derisinin Yanması:

Kuaför hizmetlerinde kullanılan boyalar, açıcılar ve diğer kimyasal maddeler, bilinçsiz karışımlar veya uzun süreli uygulamalar sonucu saç derisinde kimyasal yanıklara neden olabilir. Bu tür yanıklar, saç köklerine zarar vererek geçici ya da kalıcı saç dökülmesi ile sonuçlanabilir. Bu durum sadece fiziksel bir hasar değil, birey için sosyal hayatta özgüven kaybı ve psikolojik baskı anlamına da gelir.

Tırnak ve Kirpik Uygulamalarında Deformasyon ve Enfeksiyonlar:

Protez tırnak, kalıcı oje veya kirpik lifting gibi uygulamalarda kullanılan malzemelerin steril olmaması ya da hatalı tekniklerin kullanılması sonucunda, tırnak yatağında mantar enfeksiyonları, tırnak kaybı veya kirpik dibinde iltihaplanmalar (blefarit) gibi ciddi sağlık sorunları görülebilmektedir. Bu enfeksiyonlar genellikle uzun süreli tedavi gerektirir ve kalıcı hasar riski taşır.

2.2. Sağlık Bütünlüğüne Yönelik Tehdit

Güzellik merkezlerinde yapılan hatalı işlemler, ilk bakışta yalnızca estetik sorunlara yol açıyor gibi görünse de, gerçekte bireyin “bedensel dokunulmazlığı” ve “sağlık hakkı” üzerinde ciddi etkiler oluşturmaktadır. Tüketicilerin yaşadığı zararlar; enfeksiyon, doku kaybı, alerjik reaksiyon, kalıcı yara izleri gibi fiziksel sonuçların yanında, travma sonrası stres, sosyal izolasyon, özgüven kaybı ve depresyon gibi psikolojik etkileri de beraberinde getirmektedir.

Bu tür uygulamaların bir kısmı, aslında hekim kontrolünde veya sağlık kuruluşlarında yapılması gereken tıbbi müdahaleler olarak değerlendirilmelidir. Ancak bu ayrım sıklıkla göz ardı edilmekte, yetkisiz kişiler tarafından gerçekleştirilen işlemler nedeniyle ciddi sağlık sorunları doğmaktadır.

2.3. Tüketici Açısından Değerlendirme

Hatalı işlemler sonucunda zarara uğrayan tüketicilerin, yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi anlamda da kayıpları ortaya çıkmaktadır. Estetik amaçla başvurulan bir hizmetin sonunda fiziksel ve psikolojik travma yaşamak, tüketici güveninin zedelenmesine ve sosyal yaşam kalitesinin düşmesine neden olmaktadır. Bu bağlamda, güzellik merkezlerinde sunulan hizmetlerin yalnızca ticari faaliyet değil, aynı zamanda insan sağlığını etkileyen bir hizmet olduğunun altı çizilmelidir.

3. Hukuki Çerçeve ve Başvuru Yolları

Güzellik merkezlerinde meydana gelen hatalı uygulamalar yalnızca estetik bir sorun olarak değil, aynı zamanda hukuki bir uyuşmazlık alanı olarak da karşımıza çıkmaktadır. Bu tür durumlarda mağdur olan tüketicilerin korunması amacıyla hem özel hukuk hem de ceza hukuku alanında çeşitli yasal düzenlemeler mevcuttur. Bu başlık altında, güzellik merkezlerindeki hatalı işlemler karşısında tüketicilerin başvurabileceği yasal yollar detaylı biçimde ele alınacaktır.

3.1. Tüketici Hukuku Kapsamında Koruma Mekanizmaları

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK), hizmet sağlayıcılar ile tüketiciler arasındaki hukuki ilişkilerde tüketicinin ekonomik ve fiziksel güvenliğini korumayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda, bir hizmetin ayıplı (beklenilen kalite ve güvenlik standardını taşımayan) şekilde sunulması halinde tüketiciye çeşitli haklar tanınmıştır.

Güzellik salonlarında yapılan işlemler sonucunda cilt yanıkları, estetik bozulmalar veya psikolojik rahatsızlıklar gibi sonuçlar doğmuşsa, bu durum "ayıplı hizmet" kapsamında değerlendirilebilir. Bu durumda tüketicinin sahip olduğu başlıca haklar şunlardır:

  • Hizmetin ücretsiz şekilde yeniden yapılması,
  • Ödenen bedelin iadesi,
  • Ayıp oranında indirim talebi,
  • Zararların tazmini.

2025 yılı itibarıyla, değeri 149.000 TL'nin altında olan uyuşmazlıklar için tüketiciler, Konya tüketici avukatı desteğiyle doğrudan Tüketici Hakem Heyetleri’ne başvurmak zorundadır. Bu yasal sınırın üzerindeki taleplerde ise, Konya tazminat avukatı aracılığıyla doğrudan Tüketici Mahkemesi nezdinde dava açılması mümkündür. Tüketici Hakem Heyeti kararları, bağlayıcı nitelikte olup itiraz edilmediği sürece, Konya avukat desteğiyle mahkeme kararı gibi icra edilebilir.

3.2. Maddi ve Manevi Tazminat Hakları

Güzellik merkezindeki hatalı bir uygulama, tüketiciye yalnızca fiziksel bir zarar vermekle kalmaz; aynı zamanda ekonomik kayıplar ve ruhsal sıkıntılar da doğurabilir. Bu tür zararların giderilmesi için Türk Borçlar Kanunu çerçevesinde tazminat davası açılması mümkündür. Bu tazminatlar iki temel başlıkta toplanmaktadır:

3.2.1. Maddi Tazminat:

Tüketici, hatalı işlem nedeniyle ortaya çıkan somut ekonomik zararların karşılanmasını talep edebilir. Örneğin:

  • Cilt tedavisi veya yanıklar için yapılan sağlık harcamaları,
  • İş gücü kaybı nedeniyle oluşan gelir kaybı,
  • Alternatif bir güzellik merkezinde işlemin düzeltilmesi için yapılan ek ödemeler.

Bu tür maddi zararların belgelenebilir nitelikte olması gerekir. Fatura, doktor raporu, gelir belgesi gibi belgelerle desteklenen talepler mahkemeler tarafından değerlendirilir.

3.2.2. Manevi Tazminat:

Estetik amaçla yaptırılan bir işlem sonucunda fiziksel görünümde bozulma, kalıcı iz, psikolojik rahatsızlık veya sosyal hayatta yaşanan utanç duygusu gibi durumlar ortaya çıkarsa, tüketici manevi tazminat talebinde de bulunabilir. Mahkemeler bu tür talepleri değerlendirirken şu hususları dikkate alır:

  • Zararın kalıcı olup olmadığı,
  • Bireyin yaşadığı psikolojik etkiler (depresyon, sosyal izolasyon vb.),
  • İşlem sonucu bireyin kişilik haklarının ihlal edilip edilmediği.

Manevi tazminat miktarı, somut olayın ağırlığına ve mağdurun yaşadığı travmanın etkisine göre hâkim takdiriyle belirlenmektedir. Konya tazminat avukatı veya Konya tüketici avukatı ile iletişime geçmesi, mağduriyetin büyümeden önlenmesi açısından son derece önemlidir.

3.3. Ceza Hukuku Yönünden Sorumluluk

Güzellik merkezlerinde yapılan işlemler, kimi durumlarda sadece özel hukuk (tazminat) değil, aynı zamanda ceza hukuku açısından da sorumluluk doğurabilir. Özellikle sağlık bütünlüğünü tehdit eden sonuçlar doğuran hatalı uygulamalarda, Türk Ceza Kanunu (TCK) kapsamında işlem yapılması söz konusu olabilir.

Taksirle Yaralama (TCK m. 89):

Eğer güzellik merkezindeki işlem, kasıt olmaksızın, yani dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlaliyle yapılmış ve bu işlem sonucunda mağdurun vücut bütünlüğü zarar görmüşse, bu durum "taksirle yaralama" suçu kapsamında değerlendirilir. Bu suçun cezası, mağduriyetin derecesine göre 3 aydan 1 yıla kadar hapis veya adli para cezası olabilir. Örneğin, cilt yanığı ya da kimyasal madde ile oluşan leke bu kapsamda değerlendirilebilir.

Kasten Yaralama (TCK m. 86):

Eğer güzellik salonunda uygulama sırasında, sonuç doğuracağı biline biline, bilinçli bir risk alınmışsa ya da kasıtlı bir müdahale söz konusuysa, bu durumda "kasten yaralama" suçu gündeme gelir. Örneğin, kişinin rızası dışında veya uyarı yapılmaksızın çok güçlü bir kimyasal kullanılması bu suça örnek teşkil edebilir. Bu suçun cezası daha ağırdır ve 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmektedir.

Mağdur, bu tür durumlarda bulunduğu yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunabilir. Savcılık olayla ilgili soruşturma başlatır ve yeterli delil bulunursa ceza davası açılabilir.

3.4. Hukuki Başvuru Sürecinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Tüketici, hakem heyetine ya da mahkemeye başvurmadan önce mümkünse güzellik salonuna ihtarname göndererek zararın karşılanmasını talep etmelidir.
  • Tüm yazışmalar, belgeler, fotoğraflar, işlem öncesi ve sonrası görüntüler, fatura ve doktor raporları delil olarak saklanmalıdır.
  • Tüketici mahkemelerinde dava açmadan önce bir hukukçu veya tüketici danışma merkezi ile görüşülmesi, sürecin sağlıklı yürütülmesini sağlayacaktır.

4. Kişisel Verilerin Korunması (KVKK) ve Güzellik Salonlarının Yükümlülükleri

Güzellik salonları ve estetik merkezleri, hizmet verdikleri müşterilere ait kişisel verileri işlerken 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (KVKK) tam uyumlu hareket etmekle yükümlüdür. Bu kapsamda ad, soyad, telefon numarası, cilt analizi sonuçları, işlem öncesi ve sonrası fotoğraflar gibi kişisel verilerin toplanması, işlenmesi, saklanması ve üçüncü kişilerle paylaşılması belirli kurallara tabidir.

Müşteri onayı olmadan kişisel verilerin (özellikle görsel materyallerin) sosyal medyada veya tanıtım amaçlı mecralarda paylaşılması, ciddi bir veri ihlalidir. Bu tür bir paylaşım, müşterinin özel hayatının gizliliğini ihlal ettiği gibi, KVKK çerçevesinde de hem idari para cezası hem de hukuki ve cezai sorumluluk doğurabilir.

Müşteri hakları şunlardır:

  1. Hangi verilerinin işlendiğini öğrenme,
  2. Bu verilerin ne amaçla kullanıldığını sorgulama,
  3. Verilerin silinmesini veya anonim hale getirilmesini talep etme,
  4. Verilerinin üçüncü kişilerle paylaşılmasına açık rızası olmadan engel olma.

Bu bağlamda, güzellik salonlarının müşteriden açık rıza almadan herhangi bir kişisel veriyi paylaşmaları hukuka aykırıdır ve mağdurlar, Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na (KVKK) şikâyette bulunarak haklarını arayabilirler.

5. Haksız Senetler ve Kötü Niyetli İcra Takipleri

Son yıllarda bazı güzellik salonları, estetik merkezleri ve benzeri işletmeler tarafından uygulanan etik dışı ve hukuka aykırı ticari uygulamalar nedeniyle pek çok tüketici mağduriyet yaşamaktadır. Bu uygulamalardan en yaygını, tüketicilere hizmet verilmeden veya verilen hizmet eksik, kalitesiz ya da kusurlu olmasına rağmen, önceden imzalatılmış senetler üzerinden icra takibi başlatılmasıdır.

Bu tür mağduriyetlerde, işletmeler çoğunlukla aşağıdaki yolları kullanarak tüketicilere senet imzalatmaktadır:

  • Danışmanlık veya bilgilendirme esnasında “ön protokol” veya “formalite” olduğu belirtilerek senet imzalatılması,
  • Kredi başvurusu yapılacağı bahanesiyle boş veya içeriği eksik senet verilmesi,
  • Paket hizmet satışı sırasında, taksitli ödeme planı sunuluyor gibi gösterilerek, senetlerin toplu olarak imzalatılması,
  • Hizmet başlamadan önce, “iptal durumunda cayma bedeli olarak kullanılır” denilerek senet alınması.

Tüketici bu belgeleri imzaladığı anda çoğu zaman neye imza attığını tam olarak bilmemekte; ancak ilerleyen aylarda hiç almadığı veya yarım kalan hizmete ilişkin yüksek meblağlı senetlerin icraya verildiğini öğrenmektedir.

a. İcra Takibi Başlatıldığında Ne Yapılmalı?

Tüketiciye bir gün bir ödeme emri (borç bildirimi) geldiğinde, genellikle şaşkınlık ve panik yaşanır. Ancak bu durumda soğukkanlı davranmak ve yasal hakları doğru kullanmak büyük önem taşır.

  • 7 Gün İçinde İtiraz Hakkı

Tüketici, ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gün içinde ilgili icra dairesine yazılı olarak başvurarak, borca itiraz etmelidir. İtiraz şu gerekçelerle yapılabilir:

  • Hiçbir hizmet alınmadığı,
  • Hizmetin eksik veya ayıplı olduğu,
  • Senedin hileyle, baskıyla ya da aldatma yoluyla imzalatıldığı,
  • Senedin içeriğinin bilinmeden imzalandığı,
  • Tüketicinin borçlu olmadığını düşündüğü.

İtiraz, icra takibini durdurur. Eğer itiraz süresi geçirilirse, takip kesinleşir ve borçlu, icra tehdidiyle karşı karşıya kalabilir.

  • Menfi Tespit Davası Açılması

Eğer senede dayalı borç olmadığını ispat etmek gerekiyorsa ve icra takibi hâlâ sürüyorsa, tüketici menfi tespit davası açarak borçlu olmadığını mahkemede belgeleyebilir. Bu dava, senet hukuken geçerli olsa dahi haksız olduğunu kanıtlama imkânı sağlar.

Dava sürecinde mahkemeden icra takibinin durdurulması (ihtiyati tedbir) talep edilebilir. Bu sayede haksız tahsilatın önüne geçilebilir.

  • İmza İtirazı (İmza Bana Ait Değil)

b. Dolandırıcılık Şüphesi Varsa Ne Yapılmalı?

Senetteki imzanın kişiye ait olmadığını düşünen tüketici, bu durumu da icra takibine itiraz süresinde dile getirebilir. Bu durumda mahkeme, imzanın sahte olup olmadığını incelemek üzere grafoloji (imza incelemesi) bilirkişisi atayabilir.

Bu tür olaylarda, yalnızca icra takibiyle değil, aynı zamanda ceza hukuku kapsamında da işlem yapılabilir. Aşağıdaki durumlar söz konusuysa savcılığa suç duyurusu yapılmalıdır:

  • Sahte senet düzenlendiği şüphesi,
  • Tüketici kandırılarak ya da tehdit edilerek imza alındıysa,
  • Hizmet hiç verilmeden ödeme talep ediliyorsa,
  • Aynı senet birden fazla kişiye karşı kullanıldıysa,
  • Senet içerikleri sonradan değiştirilmişse.

Bu durumlar nitelikli dolandırıcılık, belgede sahtecilik, güveni kötüye kullanma gibi suçlar kapsamında değerlendirilir. Ceza davası ile birlikte mağduriyetin tespiti halinde, ayrıca maddi ve manevi tazminat davası da açılabilir.

c. Tüketicilerin Dikkat Etmesi Gerekenler

Tüketici olarak bu tür dolandırıcılık vakalarından korunmak için şunlara dikkat edilmelidir:

  • Hiçbir belgeyi okumadan imzalamayın. Özellikle senet, sözleşme ve taahhütname gibi belgeleri detaylı şekilde inceleyin.
  • Boş senet veya açık bırakılmış belgeleri imzalamayın.
  • Sözlü taahhütlere güvenmeyin; her şeyi yazılı olarak alın.
  • Size sunulan belgelerin bir örneğini talep edin. Verilmiyorsa, bu durum şüphe uyandırmalıdır.
  • Hizmet almadan önce fiyat, hizmet içeriği ve iptal koşullarını yazılı olarak isteyin.
  • Şüpheli bir durumla karşılaşırsanız, bir avukata veya tüketici derneklerine başvurun.

Sonuç

Güzellik salonları, lazer epilasyon, cilt bakımı, saç boyama, kalıcı makyaj gibi doğrudan vücuda müdahale içeren hizmetler sundukları için ciddi bir sorumluluk taşımaktadır. Bu tür hizmetleri sunan işletmelerin, Türk Borçlar Kanunu ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine uygun şekilde hareket etmesi zorunludur. Ancak bazı işletmeler, bu yasal yükümlülüklere aykırı davranarak tüketiciyi yanıltmakta ve haksız kazanç elde etmeye çalışmaktadır.

Konya’da güzellik merkezlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarla sıkça karşılaşılmakta, bu da hem maddi hem de manevi mağduriyetlere yol açmaktadır. Bu tür durumlarda Konya tüketici avukatı ya da Konya tazminat avukatı desteği almak, mağduriyetin telafisi için önemli bir adımdır. Yetkisiz kişiler tarafından yapılan uygulamalar, yanlış cihaz kullanımı veya hijyen koşullarına uyulmaması nedeniyle meydana gelen zararlar, tazminat hukuku kapsamında değerlendirilebilmektedir.

Konya avukat arayışında olan tüketiciler, yaşadıkları zararı belgelendirerek yasal süreci başlatabilir ve hem maddi hem manevi tazminat talebinde bulunabilir. Tüketici, güzellik merkezinin sunduğu hizmetin ayıplı olduğunu düşünüyorsa, bu duruma karşı Tüketici Hakem Heyeti başta olmak üzere çeşitli hukuki yollara başvurma hakkına sahiptir.

Bu tür durumlarla karşılaşan tüketicilerin yasal haklarını bilmesi, zamanında itirazda bulunması ve gerektiğinde Konya tazminat avukatı veya Konya tüketici avukatı ile iletişime geçmesi, mağduriyetin büyümeden önlenmesi açısından son derece önemlidir.

Neden Güzellik Merkezi Kaynaklı Uyuşmazlıklarda Bir Tazminat Avukatıyla Çalışmalısınız?

Güzellik merkezlerinde uygulanan işlemler, bireylerin fiziksel görünümüne doğrudan müdahaleler içerdiğinden; bu hizmetler sırasında oluşabilecek hatalar, maddi ve manevi zararlara yol açabilmektedir. Estetik uygulama hataları, kalıcı izler, yanlış ürün kullanımı ya da sterilizasyon eksiklikleri gibi nedenlerle yaşanan mağduriyetlerde; uzman bir tazminat avukatıyla çalışmak, sürecin doğru yürütülmesi açısından kritik önem taşır.

Özellikle zararın belgelenmemesi, zamanında başvuru yapılmaması veya eksik hukuki başvurular, hak kaybına neden olabilir. Bu noktada, güzellik merkezi işlemlerinden doğan zararlarda tazminat talebinizi profesyonelce yönetecek bir avukatla çalışmak; hem maddi tazminat hem de manevi tazminat sürecinde etkili sonuçlar doğurur.

📌 Eğer siz de güzellik merkezinden aldığınız bir hizmet sonucunda zarar gördüyseniz, gecikmeden profesyonel hukuki destek almanız önerilir. NAYA Hukuk & Danışmanlık, Konya’daki uzman ceza hukuku, tazminat hukuku ve tüketici hukuku kadrosuyla süreci sizin adınıza titizlikle yürütür.

📞 İletişime Geçin – Hak Kaybı Yaşamayın!

➡️ NAYA Hukuk & Danışmanlık İletişim Sayfası
➡️ Konya Tazminat Avukatı
➡️ Konya Tüketici Avukatı
➡️ Güzellik Merkezi Kaynaklı Tüketici Davaları

 

Yardıma mı ihtiyacınız var?
Hizmet ve süreç hakkında detaylı bilgilendirme için bize ulaşın.